BİSİKLET - BİCYCLE - FAHRRAD - VELO

BİSİKLET - BİCYCLE - FAHRRAD - VELO ------------------------GEZİ YAZILARI

13 Ekim 2004 Çarşamba

AVUSTURYA - TİROL

KİRCHBİCHL-KİEFERSFELDEN BİSİKLET GEZİSİ

Kirchbichl İnn Nehri kıyısına kurulmuş Almanya sınırına 12 kilometre mesafede bulunan şirin bir Avusturya köyü. Avusturya’nın Tirol eyaletinde bulunan bu köy, Alp dağları arasında yemyeşil bir yerde bulunuyor.
Aylardan Ekim olduğu için sonbahar görüntüsü her yeri kaplamıştı. ben de böyle bir günde Kirchbichl’den yola çıkarak 14 Kilometre Mesafede bulunan Almanya’nın Kiefersfelden köyüne gidip dönmeye karar veriyorum.

                 Kirchbichl'den geçen bisiklet yolu

Yol boyunca İnn Radweg (İnn bisiklet yolunu kullanıcam. Bu bisiklet yolu İsviçre’den başlayıp İnn Nehri boyunca devam ederek Almanya’nın Passau şehrinde sona eren yaklaşık 520 kilometre uzunluğunda bir yol.

               İnn Bisiklet yolu Kirchbichl'den geçerken

Kirchbichl’den çıktıktan sonra bir taraftan İnn Nehri’nin akış yönüne doğru yol alırken diğer taraftan mükemmel manzaraları izliyorum. Tirol eyaletinin her yeri adeta kartpostallık. Onun için buralarda giderken ne tarafa bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Yılın en güzel dönemi Haziran ve Temmuz ayları, bu aylarda yeşilin her tonunu görmek mümkün.
Yaklaşık yarım saatlik yolculuktan sonra Kufstein’a varıyorum. Kufstein Tirol Eyaletinin başkenti İnnsbruck’tan sonra Tirol’ün en büyük şehri. Nüfusu 17 bin civarında. çevresinde ki köylerle beraber 45 bin nüfusun yaşadığı bir yer.Tam Almanya sınırında olan Kufstein, İnn Nehrinin tam ortadan ikiye böldüğü çok şirin bir şehir. 

                  İnn Nehri ve Kufstein Kalesi

İnn Nehri’nin hemen yanında bir tepenin üstünde bulunan Kufstein Kalesi Kufstein’in simgesi olmuş. 1205 yılında yapılan bu kale turistlerin oldukça ilgisini çekiyor.
Kufstein’dan ayrılarak yola devam ediyorum. Kufstein biter bitmez Almanya’ya geldiğime dair tabelayı görüyorum. Bizim Türkiye’de alışkın olduğumuz gibi sınırlar ya da gümrük olmadığı için bize alışılmışın dışında gelse de ülke değiştirdiğinizi anlamanın tek işareti tabela oluyor.

                   Almanya'ya girerken Selfie

Kifersfelden küçük ve şirin bir köy. Buna rağmen ekonominin canlı olduğu bir yerleşim. Burada küçük bir göl görüyorum ve etrafında zaman geçirerek fotoğraflar çekiyorum.

                  Kiefersfelden'de bir göl


                       Kiefersfelden sokakları

Zaman ilerleyip akşama yaklaşınca geldiğim yollarda tekrar Kirchbichl köyüne döndüğümde 30 kilometre bisiklet sürmenin özellikle doğanın muhteşem olduğu böyle bir yerde bisiklet sürmenin tarif edilmez keyfini yaşıyorum.

                 Bisiklet gezimin güzergahı


7 Ekim 2004 Perşembe

AVUSTURYA- TULLN

TULLN-VİYANA BİSİKLET TURU

Melk’ten başlayıp Krems’e kadar süren bisiklet turundan sonra ilk fırsatta kaldığım yerden devam ederek Tuna Nehri boyunca Viyana’ya kadar bisikletle gelmek istiyordum. Özellikle Tulln şehri görmek istediğim bir şehirdi.
Bisikletimle Viyana’dan trene binip 50 dakikalık bir yolculuktan sonra Tulln şehrine indim.

                      Tulln tren İstasyonu

Tulln, Viyana’ya 40 kilometre mesafede Tuna Nehri’nin kıyısında, 15 bin nüfuslu, fiskiyeleri, gül ve laleleri ayrıca bahçe düzenlemeleriyle tüm Avusturya'da nam salmiş bir şehir.

                        Tulln caddeleri


                              Tulln



                     Tulln'da Tuna kıyısı


                     Fıskiyeleriyle Tulln

Tulln 2000 yıldan fazla geçmişiyle Avusturya’nın en eski şehirlerinden. Roma döneminden önce  kurulan Tulln şehrinin ismide keltçeden geliyor. Bir dönem Avarlar’ın hakimiyetinde kalan şehir Roma İmparatorluğu döneminde bölgenin önemli askeri kalelerinden birisi olmuştur.
Günümüzde de roma imparatorluğuna ait kalıntıların bulunduğu bir şehir. Tuna kıyısında Roma İmparatoru Marcus Aurelius‘un (MS. 161-180) bir heykeli var.

         Tuna Nehri kıyısında Marcus Aurelius‘un heykeli

Yine Roma İmparatorluğu döneminde burada ki askeri kalenin doğu kapısının kalıntıları cam korumaya alınmış.
                Roma döneminden kalma kalıntılar

Tulln, Tuna bisiklet yolu üzerinde olduğu için bisiklet turizmi açısından gelişmiş bir yer. Şehri genel bir gezince şirin bir şehir olduğunu görüyoruz. Evlerin ve dükkanların balkonlarında ve önlerinde çiçekler şehre ayrı bir güzellik katıyor.


                      Tulln gezintisi


                                                                             Tulln
Tulln’da en çok ilgimi çeken şeylerden birisi de Tuna Nehri üzerine çeşitli etkinlik ve konserler için sahne yapmış olmaları. Donau Bühne (Tuna sahnesi) gerçekten enterasan bir fikir.

                          Tuna Sahnesi

2. Viyana kuşatması sırasında kuşatma uzayınca Papa’nın çağrısı üzerine haçlı ittifakı olmuş ve Viyana’yı kurtarmak için çeşitli ülkelerden askerler i yardım gelmişti. Bu yardımlardan en önemlisi Lehistan (Polonya) Kralı Jan Sobieski’nin 60 bin kişilik ordusu ile yardıma gelmesiydi. Viyana ve etrafı Osmnalılar tarafından alındığı için yardımın gelebileceği tek yer Tulln’un olduğu yerde bulunan Osmanlı kaynaklarında taş köprü olarak geçen köprüydü. Bu köprüden geçişleri engellemek için Kırım Hanı ve askerleri görevlendirilmişti. Kırım hanının görevini yapmaması üzerine Polonya ordusu ve Bavyera bölgesinden gelen askeri birlikler birleşti ve Osmanlı ordusuna saldırdı. Iki ateş arasında kalan Osmanlı Ordusu bir de sağ kanat komutanı İbrahim Paşa’nın ihaneti sonucu bozguna uğramış ve 2. Viyana kuşatması başarısız olmuştu. Bu bozgun aynı zaman da Osmanlı’nın Avrupa‘dan geri çekilişininde başlangıcı oldu.
Bu hadiselerin cereyan ettiği bölgede taş köprüyü aradım ama Tulln ve civarında böyle bir köprüye rastlamadım. Diğer taraftan ilgimi çeken bir şeyle karşılaştım. Tulln Belediye Binası’nın duvarında Almanca  “1683 yılında Viyana’yı kurtaran ordu Tulln’da toplandı.“ Yazmaktaydı.

           Tulln belediye binası ve duvarındaki yazı

Tulln’dan ayrılma vakti gelince Tuna Nehri kıyısındaki bisiklet yolundan Viyana’ya doğru yola çıktım. Önümde yaklaşık bir 40 kilometre vardı. Hava gayet güzeldi.
 Fazla yorulmadan orta tempo yaklaşık 1 saat 20 dakika sonra Klosterneuburg kasabasına geldim. Adeta Viyana’nın banliyösü gibi olan klosterneuburg Viyana‘nın hemen kuzeyinde bulunmaktadır. Avusturyalı meşhur tarihçi aynı zamanda yazdığı Osmanlı Tarihi kitabı ile ünlü Joseph von Hammer Graz doğumlu olmasına rağmen mezarı Klosterneuburg'a bağlı Weidling kasabası yakınlarında bulunmaktadır. Hammer’ın mezarı vasiyeti üzerine Osmanlı mezarı şeklinde yapılmıştır.


                         Klosterneuburg



        Joseph von Hammer'in Klosterneuburg'taki mezarı

Klosterneuburg’ta bir Türk dönercisi görünce oradan bir döner alarak karnımı doyurdum. 


                   Klosterneuburgta bir dönerci

Ardından biraz daha oyalandıktan sonra tekrar yola çıktığımda Viyana’nın semtleri başlamıştı. Tuna Nehri’nin Viyana’ya girmeden Tuna ile kanalın ayrıldığı yerde bir fotoğraf çekmek için durdum.


                 Tuna ve Tuna kanal ayrılıyor.

Viyana’ya bu güzergahta 22. Viyana Brigittenau dan giriliyordu. Benimde bugünkü bisiklet turum sona yaklaşmıştı.


            Tuna Kanal Viyana'nın içinden geçerken

Böylece Melk’ten başlayarak 2 farklı günde Viyana’ya kadar bisiklet ile gezimi tamamlamış oluyordum.


  Tulln- Viyana arası takip ettiğim yaklaşık 40 km lik güzergah





24 Ağustos 2004 Salı

AVUSTURYA - HAİNBURG


(AVUSTURYA) VİYANA-HAİNBURG TURU

Viyana’dan geçen Tuna Nehri boyunca devam eden Tuna bisiklet yolu Tuna ile beraber Slovakya’ya kadar devam ediyor. Ben de Tuna boyunca bisikletimle Slovakya sınırına kadar gitmek istiyordum. Aylarda Ağustos’tu ve havalar gezmek için idealdi. ilk fırsat bulduğumda bisikletimle yola çıktım.
Bu sefer Ringstrasse’den Belvedere’nin oradan Tuna kanalında ki bisiklet yoluna bağlandım. Güneye doğru giderken Viyana artık arkada kalmıştı ki Tuna nehri ile Tuna kanal birleştiler.

  Viyana'nın içinden geçen Tuna kanal ile Tuna Nehri birleşiyor.

Viyana’nın havaalanı olan Schwechat’a oldukça yaklaşmıştım. Havaalanının yakınından yola devam ederken NiederÖsterreich yani Aşağı Avusturya tabelası göründü. Böylece Viyana sınırlarından çıkmış Viyana’yı çevreleyen Aşağı Avusturya eyaletine girmiştim.


    Aşağı Avusturya eyaletinin başladığını gösteren tabela

Bisikletle yola devam ederken Fischamend kasabasına ulaştım. Şirin bir yerdi. Markete girip alışveriş yaptıktan sonra Fischamend merkezindeki saat kulesinin oraya gittim. Oldukça ilginç bir mimarisi vardı.

             Fischamend'de Marketten alışveriş yaptım.



                  Fischamend şehir merkezi

Fischamend’den ayrıldıktan sonra Maria Ellend’i geçerek yola devam ettim.
Hainburg, Slovakya’ya geçmeden önce son yerleşim yeriydi. Tuna Nehri’nin yanında kurulmuş bu şehir aynı zamanda bir tepenin yamacındaydı.


                      Hainburg şehrinin girişi


             Bisiklet yollarını gösteren tabelalar

Hainburg’a gelince önce kasabayı gezdim. Şehirde kale surları ve kapısı gibi yapıları görünce 2. Viyana kuşatması için buralara gelen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Hainburg ve çevresini ele geçirmiş olduğunu hatırladım. 


                      Hainburg kale kapısı


                        Tepeden Tuna Nehri




                        Tuna kıyısından tepe


Hainburg hemen bir tepenin yamacına kurulmuştu. İlgimi çeken bu tepeye çıkmak istedim ve bisikletle yavaş yavaş ta olsa tepeye çıkmaya başladım.
Tepe’nin üzerine çıktığımda muhteşem bir manzarayla karşılaştım. Bir taraftan Tuna nehri süzüle süzüle geliyor ve hemen bulunduğum tepenin önüne gelince bir kavisle kıvrılıyor ve tepenin etrafında yarım ay şeklinde dolaştıktan sonra Slovakya’ya giriyordu. 

Tepenin diğer tarafından baktığımda ise karşıda Slovakya’nın başkenti Bratislava görünüyordu. Bratislava’nın ortasından geçen Tuna nehri daha sonra Macaristan’a doğru akmaya devam ediyordu. 

           Hainburg'tan Slovakya'nın başkenti Bratislava

Tepe’nin üzerinden Hainburg şehride çok güzel görünüyordu. Burada bir sürü insanın toplanıp bir şeyler yaptığını görünce yanlarına yaklaştım. Maket uçak meraklıları uzaktan kumandaları ile uçaklarını uçurmaya çalışıyorlardı.
Tepenin üzerinde bir mermer taşta burada MÖ. 900 yıllarından MÖ 300 yıllarına kadar Keltlerin yaşadığı yazıyordu.

               Tepenin üzerinde arkada Kelt evi


              Tepeden Hainburg ve uçan uçak maketi

Tepenin üzerinde etrafı uzun süre izledikten ve fotoğraflar çektikten sonra iniş zamanı gelmişti. Bisikletle aşağıya çok kısa bir sürede inerek Tuna Nehri’nin sahilinde bulunan tren istasyonuna gittim. Dönüşü trenle yapacaktım. Vakit bir hayli geç olmuş güneşin batması yakınlaşmıştı. Trenin gelmesine bir hayli zaman olduğunu görünce biraz nehrin kıyılarında dolaşarak zaman geçirdim. 

                       Günün Selfiesi


 50km süren Viyana-Hainburg günübirlik bisiklet turunun güzergahı

Trenin geliş zamanı yaklaşınca istasyona gittim ve trene binerek Viyana’ya dönüş yolculuğuna başladığımda hava kararmaya başlamıştı. 


19 Ağustos 2004 Perşembe

AVUSTURYA - STEİERMARK

STEİERMARK GEZİSİ 

Avusturya’nın Steiermark eyaletinin Rottenmann kasabası Alp dağlarının arasında 5000 nüfuslu doğa harikası küçük bir kasaba. Geceyi misafir olarak bu kasabada geçirdim. Ertesi gün yorucu bir gün olacağı için erkenden yattım. Sabah 07.00 kalktıktan sonra kahvaltımı yaptım ve bisikletimle yola çıktım. Pedal çevirmeye başladığımda saat 8.15 olmuştu.


            Güne Başlarken-Selzthal'den bir görüntü

Plansız ve programsız çıktığım bir turdu. Akşam hava kararıncaya kadar vaktim vardı. Gidebildiğim yere kadar gidecek akşam olduğunda trene binip Viyana’ya gidecektim.
Şimdi doğanın ve özgürlüğün tadını çıkarmanın vaktiydi. Selzthal’den yola çıkarken gittiğim bisiklet yolunun beni nereye götüreceğine dair hiçbir fikrim yoktu.
Yeşillikler arasındaki bisiklet yolunu takip ederek yaklaşık bir saat bisikletle gidince Liezen kasabasına vardım. Liezen bu çevrenin 79 bin nüfusuyla merkezi kasabasıydı. Liezen’in merkezini ve ana caddesini şöyle bir gezince Liezen çok hoşuma gitmişti. Hareketli ve sıcak bir şehirdi. Burada da birkaç fotoğraf çektirip ardından birkaç mağazasını dolaşıp alışveriş yaptıktan sonra yaklaşık 2 saat geçirdiğim Liezen’den ayrıldım.
Liezen’den ayrıldıktan sonra yine yolların beni götüreceği yere habersiz giderken Enns bisiklet yoluna girdiğimi fark ettim. Son kez arkama dönüp Liezen’e bakarken yeşillikler içindeki şehir için tam yaşanacak yer diye aklımdan geçirdim.

             Liezenden ayrılırken genel görünüm

Muhteşem doğada yola devam ederken yaklaşık iki buçuk saatlik yol gidince büyük bir dağın yanına kadar geldim. Bölgeye damgasını vuran bu yalçın dağ Grimming dağıydı. Bu dağın diğer tarafına geçerken artık Enns vadisinden ayrılıyor, Salzkammergut bölgesine giriyordum. Grimming’in doğusundan yokuşu çıkıp dağın kuzeyine geçtiğimde muhteşem bir manzarayla karşılaştım. Muhteşem doğa eşliğinde yola devam edince Grimming karşıdan heybetiyle kartpostal gibi bir manzara sunuyordu. 

 
           Enns Vadisinden Grimming

  
 Grimming'in hemen yanındaki köyde çeşmeden su içerken köylülerle sohbet



            Salzkammergut tarafından Grimming 

Kulaklığımda çalan müzik eşliğinde etrafı seyrederek diğer taraftan muhteşem havayı soluyarak sırasıyla, Tauplitz, Zauchen, Bad Mitterndorf, Knoppen köylerinden geçerek Pichl-Kainisch köyüne ulaştım.

                Salzkammergut-arkada ormanlar ve Grimming Dağı


Kainisch’e ulaştığımda saat 18:40 olmuştu. Artık akşam yaklaşmış zamanım azalmıştı. Tren’in geliş saatine bakınca Viyana’ya gidebileceğim Tren 19:00 da gelecekti. Bugünlük bu kadar yeter diyerek gelen trene binerek Viyana’nın yolunu tuttum.



             Kainish tren istasyonunda tren  beklerken





        Bisiklet Turu Güzergahı

Gün boyu 45 km yol katetmiş ve muhteşem anılarla dolu bir bisiklet turu sona ermişti.

14 Temmuz 2004 Çarşamba

AVUSTURYA - BURGENLAND

BURGENLAND GEZİSİ  (Eisenstadt-Podersdorf)

Viyana’nın yaklaşık 60 km güneyinde bulunan Eisenstadt Avusturya’nın en küçük eyaleti olan Burgenland eyaletinin başkentidir. Avusturya’nın genelinden farklı olarak Macar kültürünün etkin olduğu bu bölge ilgimi çekiyordu. Bulduğum ilk fırsatta arkadaşım Ayhan’la beraber bisikletlerimizle beraber günübirlik bir bisiklet turu için Viyana’dan Trene binip Burgenland’a doğru yola çıktık. Yaklaşık 1 saatlik bir tren yolculuğundan sonra Eisenstadt şehrine vardık.

     Eisenstadt şehir merkezi arkada St. Martin Katedrali

Eisenstadt eyalet başkenti olunca daha büyük bir şehir bekliyordum. küçük bir şehir görünce oldukça şaşırdım. 13 bin nüfusu olan bir şehirdi ve bir kasaba havası vardı.
Ayhan’la beraber bisikletlerimizle kısa süre de şehri dolaştık. Daha sonra şehrin merkezinde bulunan Schloss Esterházy (Esterhazy Sarayı)na gittik. Tarihi 13. Yüzyılın sonlarına dayanan bu gotik saray bu bölgenin dükası olan Esterhazy ailesinin oturduğu saraymış. 
                                                      Esterházy Sarayı

Bunun dışında Eisenstadt, Avusturyalı besteci Joseph Haydn'ın çalıştığı kent olarak bilinir. Şehirde Joseph Haydn’ın 1766 – 1778 yıllarında 12 yıl yaşadığı ev müzeye çevrilmiş. Yine şehir merkezinde 1264 yılında yapılmış St. Martin Katedrali Eisenstadt’ın görülecek yerlerinden.

          Ünlü besteci Joseph Haydn'ın Eisenstadt'ta 12 yıl kaldığı ev


                                              Eisenstadt'ta dar bir sokak

Eisenstadt’ta yaklaşık 2 saat zaman geçirdikten sonra bisikletlerimizle yola çıkıyoruz. Burgenland genelde düzlük bir bölge. Bisikletle giderken her taraf Ayçiçek tarlaları, üzüm bağları ile dolu. Burgenland’da çok miktarda rüzgar türbini görüyorum. 

                               Yol boyunca görmeye alıştığımız üzüm bağları


                                                        Ayçiçeği tarlaları

Yaklaşık 2 saatlik bir yolculuktan sonra Schützen am Gebirge  ve Breitenbrunn kasabalarını geçerek bölgede ki büyük şehirlerden olan Neusiedl am See’ye geliyoruz. 

    Uçaktan Neusidler gölü ve Neusidel am See kasabası arkada rüzgar türbinleri


Ayhan işi çıktığı için Viyana’ya dönmek zorunda kalıyor. Bundan sonra yolculuğuma yalnız devam ediyorum. Hedefim Podersdorf am See. Yine manzara ve yeşilliklerin arasında bir saatlik yolculuktan sonra Podersdorf’a ulaşıyorum.


                                            Podersdorf köyünün meydanı


Podersdorf, Neusidler See gölünün yanında muhteşem bir köy. Turizmin geliştiği köy oldukça bakımlı ve her tarafta çiçeklerin olduğu göz kamaştırıcı bir yer. Sahile gittiğimde Neusidler gölünü görüyorum. Ben gittiğimde havada biraz rüzgar olduğu için rüzgar sörfü görüyorum. 


 
                          Neusidler gölü- rüzgarlı bir günde surf yapanlar


İskelede biraz zaman geçirdikten sonra köyün merkezinde hediyelik eşya satan bir dükkana girip oradan kartpostal alıyorum. Satıcı kadın köyde bulunan yel değirmenini görmeden dönmememi söylüyor. Bunun üzerine kadının tarif ettiği şekilde yel değirmenini buluyorum. Gerçekten çok hoş bir değirmen. Avrupa’nın birçok yerinde olan değirmenlere benzemekle beraber kendine özgü bir yapısı var.  

                                       Podersdorf köyündeki yel değirmeni

     
Avusturya’nın en büyük gölü olan Neu Siedler gölü, Avrupa'nın en büyük ikinci kapalı havzası. Neusiedler gölü 240 kilometrekaresi Macaristan'a, 75 kilometrekaresi Avusturya'ya ait olmak üzere toplam 315 kilometrekare büyüklüğünde. Kuzeyden güneye gölün uzunluğu 36 kilometre ve doğudan batıya genişliği 6 - 12 kilometre olup en derin noktası 1,8 metredir.


                              Bisiklet yollarında bilgilendirici levhalar

Podersdorf’ta bir hayli zaman geçirmeme rağmen ayrılmak istemiyorum. Fakat akşam yaklaştığı için ve önümde Neusiedl am See ‘ye kadar bisikletle gideceğim yaklaşık bir saatlik bir yol olduğu için mecburen ayrılıyorum.
Podersdorf’tan ayrıldıktan sonra tekrar geldiğim yoldan Neusiedl am See’ye kadar yaklaşık bir saat manzaranın tadını çıkara çıkara yol alıyorum.
Toplam 68 kilometre süren Bisiklet turu Neusiedl am See’ye gelmemle sona eriyor. 


                                         Neusiedl am See’den bir görünüş



                          Gezi güzerhahı

Buradan trene binip Viyana’ya dönerken geçirdiğim güzel gün, gördüğüm güzellikler zihnimde film şeridi gibi geçmeye devam ediyor.